-
1 πελαγώνω
ne yapacağını bilememek -
2 حار
Iحارَ1. bakakalmakAnlamı: ne yapacağını bilememek2. şaşırmak3. şaşmakAnlamı: hayret etmekIIحارّ1. harAnlamı: sıcak, serinin zıddı2. can ciğerAnlamı: çok yakın, sıkı fıkı, pek içten3. kaynarAnlamı: çok sıcak4. candanAnlamı: gönülden, samimî5. iltifatlıAnlamı: gönül alan6. samimîAnlamı: içten, içtenlikle7. hararetliAnlamı: ısısı, sıcaklığı fazla olan8. sıcakAnlamı: yakmayacak kadar ısısı olan9. canAnlamı: çok içten, sevimli, sevilen, şirin -
3 lose one's bearings
yolunu kaybetmek, kaybolmak, ne yapacağını bilememek* * *(to become uncertain of one's position: He's confused me so much that I've lost my bearings completely.) yönünü şaşırmak -
4 be at a loss
ne yapacağını bilememek, şaşırmak -
5 be at a loss
ne yapacağını bilememek, şaşırmak -
6 Weisheit
-
7 تذبذب
Iتَذَبْذَبَ1. bocalamakAnlamı: ne yapacağını bilememek2. duraksamakAnlamı: tereddüt etmekIIتَذَبْذُب1. ikircimlikAnlamı: ikirciklik2. tereddütAnlamı: kararsızlık3. frekansAnlamı: (ses, dalga vb. için) birim zamandaki titreşim sayısı4. kararsızlıkAnlamı: kararsız olma durumu -
8 تراوح
Iتَرَاوَحَ1. duraksamakAnlamı: tereddüt etmek2. bocalamakAnlamı: ne yapacağını bilememekIIتَرَاوُحtereddütAnlamı: kararsızlık -
9 تعثر
-
10 احتار
اِحْتارَ1. donakalmakAnlamı: şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek2. kalakalmakAnlamı: bir durum karşısında şaşırmak -
11 اختل
اِخْتَلَّ1. kalakalmakAnlamı: bir durum karşısında şaşırmak2. donakalmakAnlamı: şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek3. depreşmekAnlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek -
12 اختلط
اِخْتَلَطَ1. kalakalmakAnlamı: bir durum karşısında şaşırmak2. donakalmakAnlamı: şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek -
13 ارتبك
اِرْتَبَكَ1. donakalmakAnlamı: şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek2. kalakalmakAnlamı: bir durum karşısında şaşırmak3. şaşmakAnlamı: hayret etmek4. depreşmekAnlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek -
14 اضطرب
اِضْطَرَبَ1. kalakalmakAnlamı: bir durum karşısında şaşırmak2. donakalmakAnlamı: şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek -
15 اعتلج
اِعْتَلَجَ1. donakalmakAnlamı: şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek2. kalakalmakAnlamı: bir durum karşısında şaşırmak3. depreşmekAnlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek -
16 تحير
Iتَحَيَّرَ1. kalakalmakAnlamı: bir durum karşısında şaşırmak2. şaşakalmakAnlamı: şaşırmak3. donakalmakAnlamı: şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememekIIتَحَيُّرşaşalamakAnlamı: şaşırmak -
17 تخبط
تَخَبَّطَ1. donakalmakAnlamı: şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek2. kalakalmakAnlamı: bir durum karşısında şaşırmak3. sapmakAnlamı: doğruluktan ayrılmak -
18 ترجرج
تَرَجْرَجَ1. çalkalanmakAnlamı: çalkalama işine konu olmak2. donakalmakAnlamı: şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek3. kalakalmakAnlamı: bir durum karşısında şaşırmak4. salınmak5. sallanmak6. zıngırdamakAnlamı: zangırdamak7. zangırdamak8. depreşmekAnlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek -
19 مرج
Iمَرِجَ1. kalakalmakAnlamı: bir durum karşısında şaşırmak2. donakalmakAnlamı: şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek3. depreşmekAnlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmekIIمَرْج1. süpürge otuAnlamı: funda2. çimenlikAnlamı: çimeni olan yer3. meraAnlamı: çayırlık, otlak4. otlakAnlamı: hayvan otlatıaln yer, salmalık, yayla, mera5. çayırAnlamı: ot biten düz ve nemli yer6. bahçeAnlamı: sebze yetiştirilen yer -
20 هرج
Iهَرَجَ1. donakalmakAnlamı: şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek2. kalakalmakAnlamı: bir durum karşısında şaşırmak3. depreşmekAnlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmekIIهَرَّجَkomikleşmekAnlamı: gülünçleşmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
bocalamak — nsz 1) Gemi rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmek 2) mec. Bir işte tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak İçinde bocaladığı bunalımın korkuya, çok benzediğini, bunun da komik bir şey olduğunu anlayamıyordu. T … Çağatay Osmanlı Sözlük
şaşakalmak — e Çok şaşırmak, şaşkınlıktan ne yapacağını bilememek Babam bu dostunu görmeye gittikçe onun bir bekleyişten ibaret hayatına şaşakalırmış. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
abliyi kaçırmak (veya bırakmak veya koyuvermek) — 1) soğukkanlılığını yitirip davranışlarını denetleyememek 2) şaşırıp ne yapacağını bilememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
pusulayı şaşırmak — 1) güç bir duruma düşerek ne yapacağını bilememek Aramızda bir profesör, bir de doçent vardı, hepimiz çoktan pusulayı şaşırmıştık. B. R. Eyuboğlu 2) doğru tutum ve davranıştan ayrılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tebdili şaşmak — ne yapacağını bilememek, telaşa kapılmak Haydar ın kılıcını görenin tebdili şaşar. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
yıldırım çarpmışa dönmek — apansız kötü bir durum karşısında kalıp ne yapacağını bilememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki eli böğründe kalmak — çaresiz kalıp ne yapacağını bilememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sudan çıkmış balığa dönmek — herhangi bir sebeple ne yapacağını bilememek, çok şaşırmak Yaşama adım attılar mı sudan çıkmış balığa dönerler. Ya yetenekleri değerlendirilmezse bu yeni çevrede? Ya saygı görmezlerse? T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
aklı bokuna karışmak — kaba korkudan şaşırıp ne yapacağını bilememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aklı karışmak — ne yapacağını bilememek, şaşırmak, bocalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAYRET — Hiçbir cihete teveccüh edemeyip kalmak. Şaşkınlık. Ne yapacağını bilememek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük